Batıanadolu

Okul Çağında Duygusal Gelişim

“Okul Çağı” çocuklarımızın ilkokuldan itibaren başlayarak ortaokul dönemine kadar uzanan 6 yaş ile 12 yaş arasındaki yolculuğudur. 
Okul öncesi dönemde; temel beceriler başlığı altında toplanan, yemeğini kendi yeme, tek başına giyinebilme gibi öğrendiği becerileri daha merkez durumdayken; ilkokul döneminde çocuğun belirli alanlarda bazı becerileri gerçekleştirebilmesi beklenmektedir. Otorite ve kuralları öğrenip, fark ederek öğrenmesi beklenir.  İlkokul döneminde en önemli kazanç; çocuğun sosyal, ilişkisel ve akademik becerileri gözlemleyerek uygulayabilmesidir. 
Okul Çağı Dönemi 3 aşamada incelenmektedir: 
1. Başlangıç dönemi: bu dönemde anne ve baba ile olan ilişki biraz daha geri planda kalır. Okul, arkadaşlarla ilişkiler ve öğrenme odak noktası haline gelmiştir.  Okula başlamak, tüm çocukları aile içerisinde uygulanan kurallardan çok farklı kurallarla da tanıştırmaktadır. Okul içinde kuralları tanıması ve öğrenmesi, bir grup içinde uyabilmesi ve arkadaşları ile iş birliği yapabilmesi beklenmektedir. Okula başlamak, çocuğun ailesinden ayrı bir şekilde dış dünya ile tanışmasına yardımcı olur. 
2. Orta dönem: bu dönem içerisinde olan çocuklar, arkadaşlık ilişkilerinde, iletişim kurmada ve bir gruba dahil olabilmede daha aktif olmaktadırlar. Fizyolojik ve kimliklerine dair meraklar gelişmeye başlar. Genellikle rekabet içeren oyunlar ve spor ile kendilerini göstermek isterler. Oyunları kazanmak, öğretmeninden takdir ve yıldız almak bu dönem çocukları için çok önemlidir. 
3. Son dönem: 10-12 yaşları arasındaki dönem olarak bilinmektedir. Bu yaş grupları, anne ve babalarından farklı olmayı istemektedirler. Ne giymek istediklerine ne yemek istediklerine ve ne zaman uyuyacaklarına kendileri karar vermek isterler.  Okulda ve evde uygulanması gereken disiplini reddetme eğilimi göstermektedirler.  Bu noktada uygulanması gereken en önemli adım; çocuğun bağımsızlaşma istediğini bastırmak yerine kabul etmek ve bununla birlikte güvenli yaşayabileceği bir çerçeve oluşturmaktır. 
Yetişkinler tarafından uygulanan sınırlandırmalar ile birlikte çocuk ve yetişkin arasındaki iletişimin boyutu ve şekli arkadaşlarıyla kurduğu ilişki ve iletişimden farklılaşmaya başlamıştır. Okul döneminde düşünme sistemlerinde değişim başlamaktadır. Somut gerçekler soyut fikirlere doğru şekil değiştirmektedir. Doğa, sanat, resim, spor gibi konularla ilgilenmeye ve öğrenmeye başlar. Hayata dair çeşitli meraklar ve bu meraklar sonucunda sordukları sorularla da kendi ile ilgili birtakım hedefler belirlemeye başlar. Bu hedeflerin en temelinde anne baba ile kurulan iletişim ve etkileşim büyük önem taşımaktadır. 
Okul çağının sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için çocukların anne-baba ve çocuk sınırlamasından anne-baba-çocuk ve toplumsal dünya geçişini yapabilmesi önemlidir. Ebeveynler, çocuğun çevre ve toplumsal hayattan öğrenebileceklerinin ne kadar kıymetli olduğunu hissettirmelidir. Çocuk dış dünyaya güvenle yönlendirilirse, çocuk ebeveynlerinden aldığı bilgi ve güven ile okul hayatına açılacaktır. 
Kaynak: Youell, B. (2015). Öğrenme İlişkileri. İstanbul: Bağlam Yayıncılık